Mümkün olduğunca eski öğrencilerimizle irtibatı kesmiyoruz. En çok da ilk göz ağrılarımızla görüşüyoruz. İyi haberlerini duyduğumuzda mutlu oluyor, kimi haberlerine de üzülüyoruz.
Hafta içi her ikisi de öğrencim olan Fatih-Hatice Yıldırım çiftinin haberlerine üzüldük. Görevlerinden el çektirilmiş iki eğitimci bunlar. Hukuki süreçleri devam ediyormuş. Üzüldüğümüz haberleri ise bir özel hastanede bebekleri dünyaya geliyor. Bebekleri ciğerine sıvı kaçmış olması nedeniyle yoğun bakıma alınıyor. Annenin tedavisi ise normal serviste devam ediyor. Hal böyleyken emniyetten gelen erkek memurlar (sanki bayan memur yokmuş gibi), tutuklamanız var diyerek, annenin yattığı odaya kadar giriyorlar. Fakat hekimler tutuklamaya müsade etmiyor. Konu kamuoyuna aksedince de tutuklama erteleniyor ve ifade sonraya bırakılıyor.
İnsanlar hakkında farklı iddialar olabilir. Yanlışta yapabilirler. Ancak onlarla alakalı yapılacak işlem insanın şanına yakışır ve hukuka gölge düşürmeyecek mahiyette olmalı. Böylesi takip edilen bir zanlı hakkında, yukarıdaki şekilde yapılan uygulama gerçekten çok rahatsız edici.
Sevindiğimiz haber ise yine aynı dönemden sevgili Yasin Göğebakan’ın telefonundan geldi. Halleştikten sonra hocam birşey danışmak istiyorum dedi ve anlatmaya başladı. Hocam biliyorsunuz oto lastik işi yapıyoruz. Sıfırdan başladık, helâl kazancın peşindeyiz. Hamdolsun rabbim veriyor, biz de ondan elimizden geldiğince vermeye çalışıyoruz. Bu yıl da mahallemize bir taziye evi yaptırmaya niyet ettik inşallah. İnşaatı yaptırıp vakfedeceğiz. Sorumuz bu taziye evine ailemizin ismini vermenizin bir mahzuru olur mu şeklinde dedi.
Önce kendisini tebrik ettik. Öğrencimizin böyle bir iyilik ve güzelliğin içinde olmasının memnuniyet verici olduğunu belirttik. Yapılacak hayrın sadaka-i cariye hükmünde olduğunu, çünkü insanların faydasına olacağını, sevgili peygamberimiz de insanlara faydası olanların, insanların en hayırlısı olduğunu haber veriyor. Niyetler halis olduğu ve vakıf şartlarına uyulduğu müddetçe ismin sorun olmayacağını, faydalananların hayır duada bulunacaklarını söyleyerek tekrar kendisini tebrik ettim. İyi niyet ve güzel temennilerle telefonu kapattık.
Yirmi iki yıllık meslek hayatımızda, her meslek ve her meşrepten öğrencimizin olması ne güzel. En güzeli de o öğrencilerle irtibatı kesmemek. Rabbim cümlemize, sağlık, huzur, afiyet ve istikamet versin.
*
Ramazan Tahiroğlu