EY İNSAN,
EY MÜSLÜMAN,
EY TÜRK!…
ŞU GÜNLERDE TBMM’DE GÖRÜŞÜLECEK OLAN VE ARALIK 2020’DE ÇİN HÜKÜMETİ TARAFINDAN ONAYLANAN “SUÇLULARIN İÂDESİ ANLAŞMASI” NIN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NDE KABUL EDİLMEMESİ İÇİN HER İNSANIN, HER MÜSLÜMANIN, HER TÜRK’ÜN GÜCÜNÜN YETTİĞİNCE BU ANLAŞMANIN TBMM’NDE ONAYLANMAMASI İÇİN HAREKETE GEÇEREK SİVİL BİR İNİSİYATİF ORTAYA KOYMASI; İNSÂNÎ, İSLÂMÎ VE MİLLÎ BİR GÖREVDİR.
BU ANLAŞMANIN TBMM TARAFINDAN ONAYLANMASI, RUSLARIN 1945 YILINDA YAPTIĞI “BORALTAN KÖPRÜSÜ KATLİAMI” NIN KAT BE KAT FAZLASINI VE ÇOK DAHA ŞEN’ÎSİNİ ZÂTEN YAPAN ÇİN HÜKÜMETINİ DAHA DA AZGINLAŞTIRACAKTIR
BU ANLAŞMA TBMM TARAFINDAN DA ONAYLANIRSA, ÇİN HÜKÜMETİ; DOĞU TÜRKİSTAN’DAN TÜRKIYE’YE GELEN VE SIĞINMA TALEBİNDE BULUNAN MUHÂCİR UYGUR TÜRKLERİNİN İÂDESİNİ ISTEYECEK VE ONLARA DA AKIL ALMAZ İŞKENCELER YAPIP ÖLDÜRECEĞİ GİBİ, DOĞU TÜRKİSTANLILARIN TÜRKİYE’YE DUYDUĞU GÜVENİ DE, UMUDU DA ORTADAN KALDIRMIŞ OLACAK, GÖKBAYRAĞA DA, AL BAYRAĞA DA GÖZYAŞI DÖKTÜRECEK VE TÜRK MİLLETİNE KARALAR BAĞLATACAKTIR…
Meclis’te görüşülecek olan “SUÇLULARIN İÂDESİ ANLAŞMASI” her Uygur Türkünü, her Türk milliyetçisini, her Müslümanı ve vicdânını yitirmemiş olan her insanı çok büyük endişeye sevk etmiştir / etmektedir. Çünkü 22 maddelik bu anlaşmanın 3. Maddesi; “Yasalar uyarınca suçlu bulunan kişilerin iki ülke arasında karşılıklı olarak iâdesini” öngörmekte ve “İâdesi talep edilen kişinin sığınma isteğinin reddedilerek suçlu bulan ülkeye gönderilmesi” hükmünü de ihtivâ etmektedir.
Söz konusu anlaşma TBMM tarafından -Allah muhafaza- onaylandığında sonuçları açısından; DOĞU PERİNÇEKYAN’ı ve türevlerini memnun ederken; gerçekten insan olanların, kamil Müslümanların ve hâlis Türklerin yüreğini şerha şerha yaracak ve rûhunu kanatacaktır…
EY İNSAN,
EY MÜSLÜMAN,
EY TÜRK!…
GÜN, SAFIMIZI BELLİ EDEREK; İNSAN OLAN, MÜSLÜMAN OLAN VE TÜRK OLAN DOĞU TÜRKİSTANLI KARDEŞLERİMİZE SÂHİP ÇIKMA GÜNÜDÜR.
Eğer bizler bu konuda hiç bir yapamıyorsak, Uygur Türklerine uygulanan zulme mânî olamıyorsak şunu da mı yapamayız:
“Suçluların İâdesi Anlaşması” nın TBMM’nden geçmemesi için, Cumhurbaşkanına, Meclis Başkanına, parti başkanlarına ve milletvekillerine, mektup yazarak, mesaj göndererek, telefonla arayarak, bu anlaşmaya bir insan, bir Müslüman ve bir Türk olarak karşı olduğumuzu ifâde edip tepkimizi ortaya koymalı ve Uygur Türkleri adına kamuoyu oluşturmalı ve Doğu Türkistanlı mazlumlara sâhip çıkmalıyız!…
Ayrıca Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da yaptığı zulmü dünyaya duyurmak için sosyal medyayi kullanmalı, Uygur Türkleri için duâ, zâlimler için bedduâ etmeli, mazlumun yanında, zâlimin karşısında yer almalı ve Hz. İbrâhim(a.s.)’in atıldığı ateşi söndürmek için gagasıyla şu getiren güvercin misâli safımızı belli etmeliyiz…
Hiç olmazsa böyle yaparak; Doğu Türkistan’daki insanlık dışı uygulamalara sessiz kalmamış,
Insanlığımıza, Müslümanlığımıza, Türklüğümüze leke çalmamış ve elimizden gelebilecek şeyleri de yapmayarak mazlumların âhını almamış oluruz…
Doğu Türkistan’da yapılan soykırım ve insanlık dışı zulümler karşışında ne yazık ki; hür (!) dünya ve BM (?) ” üç maymun” u oynarken, İslâm Konferansı Teşkilatı’ndan da, Türkiye’den de esefle belirtelim ki beklediğimiz ses tam olarak çıkmamaktadır…
Mazlum Uygur Türklerine yapılan akıl almaz işkenceler ve en alçak uygulamalar;
eğer vicdanımızı sızlatmıyorsa, eğer îmânımızın gereğini harekete geçir/e/miyorsa, eğer kanımıza dokunmuyorsa; ya insanlığımızda, ya Müslümanlığımızda ya Türklüğümüzde ya bir noksanlık ya da bir defekt var demektir… Zîrâ; insan olan Kızıl Çin’in Doğu Türkistan’da yaptıklarına sessiz ve duyarsız kalmaz, kalamaz, kalmamalıdır…
Müslüman olan da, Türk olan da söz konusu anlaşmanın TBMM’nden geçmesinin zulme rızâ göstermek ve zâlimleri safında yer almak olduğunu çok iyi bilir, bilmelidir… Zîrâ İslâm ahkâmına göre;
“ZULME RIZÂ ZULÜMDÜR…”
Ey Müslümanlar!..
Ey Türkler!…
Doğu Türkistan’da çiğnenen nâmus bizim nâmusumuz; toplama kamplarında her türlü Çin işkencesine mâruz kalanlar, sistematik olarak asimile edilmeye çalışılanlar, hunharca soykırıma tâbî tutulanlar bizim gardaşlarımız, bizim soydaşlarımız, bizim dindaşlarımız, bizim kanımız, bizim canımızdır…
EY İNSAN!..
EY MÜSLÜMAN!..
EY TÜRK!…
Bütün bu sebepler dolayısıyla eğer;
Dilleriniz LÂL, kulaklarınız SAĞIR, gözleriniz KÖR, kalpleriniz MÜHÜRLÜ değilse; mazlumların çığlığına duyarsız kalmayın, mazlumun kimliğine bakmadan zâlimlere ve zulme karşı çıkın… Aksi takdirde İlâhî Beyân’ın şu sözlerine muhatap olursunuz / oluruz:
İşte bunlar, Allah’ın lânetleyip, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir. (Muhammed, 47/23)
Allah onların kalblerini de, kulaklarını da mühürlemiştir. Gözlerinde de perde vardır.
(Bakara, 2/ 7)
O kişiler ki, kalbleri var, ama anlamazlar; gözleri var, ama görmezler; kulakları var, ama işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidir, hattâ daha da aşağıdırlar.
(Araf, 7/ 179)
Allah’ım! Bizi bu saydığın kişilerden eyleme…
Allah’ım! Bizleri gerçek anlamda; Kıble yürekli, Gül gönüllü, Hilâl bakışlı, insan karakterli, Müslüman tavırlı ve Türk seciyeli kişilerden eyle…
Allah’ım! Bu yolda bizlere îman, şuur, ferâset, basîret ve şahsiyet ihsân eyle…
Allah’ım!.. Bizleri kimlik şaşkını, çıkar düşkünü, kâfir ve münâfık dostu insanlardan eyleme…
Allah’ım! Kardeşlerine hakkıyla sâhip çıkmayan bizleri affeyle…
Allah’ım! Cümle mazlumları hıfz-ı emânına al ve dünyadaki bütün zâlimleri KAHHÂR ism-i şerîfinle kahr ü perîşân eyle…
Yâ Rabbî!.. Biz doğru dürüst bir şey yapamadık, el uzatamadık Uygur Türkü kardeşlerimize; bu utanç içinde yalvarıyoruz Sana…
ALLAH’IM YARDIM EYLE DOĞU TÜRKİSTAN’A VE CÜMLE MAZLUMLARA…
Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Arakanda, Irak ‘ta, Sûriye’de, … ve dünyanın dört bir yanında zulme uğrayanların felâhı ve zâlimleri kahrolması için, bu Cuma gecesinde / Gününde duâ edenlere selâm olsun…
Yıllardan beri süren Doğu Türkistan’daki zulme dâir seslerini çıkar/a/mayanlara veyl olsun…
ZULME RIZÂ GÖSTERMEYENLERİN, MAZLUMLARIN ACISINI YÜREĞİNDE DUYANLARIN, ZÂLİMLERE KARŞI ÇIKANLARIN VE ZULMÜN KARANLIĞINA UMUT KANDİLİ YAKANLARIN CUMASI MÜBÂREK OLSUN…
Bâkî selâm ve duâ ile…
*
Dr. Mehmet Güneş
