Kimi deryâdadır damla nasip olmaz; kimisi çölde gezer, rahmetsiz kalmaz…
Kimisinin gözü vardır görmez, kimisi beden gözünden âmâdır; o gönül gözüyle bakar, gayrısı gerekmez…
Kimi âcizdir kabullenmez, kimisi muhtaçtır istemeyi bilmez; kimisi de istenecek Makâm’ın kapısını çalmayı ve duâların müstecâb olacağı ân-ı seyyâleden nasipdâr olmayı geciktirmez…
“Sonsuzluğun Sâhibi”nden istemek için zaman bu zaman, dem bu dem, aylar bu aylar, günler bu günler rahmet, bereket ve mağfiret yağmurlarının hiç dinmediği ve duâların müstecâp oldugu bu kandil geceleridir.
Rağbet edilen ve ziyâdesiyle affa vesile kılınan mübârek gecelerden birisi olan Regâib Kandili’nde ellerimizi açalım Yüce Rabbimize; kendimiz, âilemiz, Türk milleti, Muhammed Ümmeti ve bütün mazlumlar için münacâtta bulunalım.
Günahsız dille birbirimiz için duâ edelim; Doğu Türkistan’ın, Filistin’in, Kırım’ın, Suriye’nin, Keşmir’in, Arakan’ın…. ve cümle mazlumların felâhı için Âlemlerin Rabbi’nin kapısını çalalım, hâlimizi arz etmek, nusret ve hidâyet talep etmek için “Beyaz Dilekçe”lerle rahmeti ve mağfireti sonsuz olan Rabb-i Rahîmimize baş vuralm.
Vatanımızın ve milletimizin bekâsı, devletimizin ebed müddet yaşaması, bizlerin ve idârecilerimizin âdil, dürüst, Muhammedî ahlâk sâhibi ve kâmil mânâda Sırat-ı Müstakim üzre olması ve gönüllerimizin serâpâ GÜL aşkıyla dolması için ellerimizi Arş-ı Âlâ’ya açalım.
Yüce Rabbimize hakkıyla kul, Efendimiz Aleyhisselâtu Vesselâm’a lâyık ümmet olmak için, nefsimize galebe çalabilmek ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatmamak için, kâlimizle hâlimizin, fikrimizle zikrimizin bir olması için, sağlık, sıhhat ve âfiyet, hayırlı bir ömür ve hüsn-i hâtime için Cenâb-ı Hakk’a yalvaralım:
Yâ İlâhe’l-Âlemîn!
Sen RAHMÂN ve RAHîM’sin…
Sen bidâyeti olmayan EVVEL, nihâyeti olmayan ÂHİR, varlığına kâinattaki her şeyin âşikâr olarak şâhitlik ettiği ZÂHİR, ezelî ve ebedî bir hayatla diri olan HAYY, varlığının sonu olmayan BÂKÎ, künhüyle bilemediğimiz BÂTIN’sın…
Yâ Rabbe’l-Âlemîn! Sen Allâmü’l-Guyûb’sun; gizli ve açık her şeyden haberdarsın, bizlerin ifâdede yetersiz kalan her hâlimize bizden daha vâkıfsın…Bu sebeple, Senin bizden çok daha iyi bildiğin -gizli ve açık- bütün günah ve kusurlarımıza tevbe-i nasûh ediyor ve;
“TEVBE YÂ RABBÎ! HATÂ RÂHINA GİTTİKLERİME,
BİLİP ETTİKLERİME, BİLMEYİP ETTİKLERİME”
diyor, Senden afv ü mağfiret diliyor ve dileniyoruz.
Regâip Kandili ve Cuma gecesi hürmetine tövbelerimizi kâbul eyle, bizleri tövbelerimizde dâim ve kâim eyle Yâ Rabbî!…
Ve Mescid-i Nebevî’nin Rahmet ve Nîsâ Kapıları’nın sağ ve sol kanatlarına mübârek ecdâdımız Osmanlı Türklerinin hakkettiği;
“YÂ MÜFETTİHÂ’L EBVÂB,
İFTAH LENÂ HAYRE’L-BÂB”
(Ey bütün kapıları açan Rabbim
Bize de en hayırlı kapıları aç)
duâsıyla Cuma gecenizin feyizli, gününüzün ise hayırlı ve bereketli geçmesi niyâzı, Regâib Kandili’nin rahmet, mağfiret, bereket ve fazîletiyle ihyâ olmamız duâsıyla Cumanızı ve Kandilinizi tebrik ederim.
BU GECE; ÇIĞLIKLARI GÖKKUBBEYİ DELEN, NE HAZİNDİRKİ KARDEŞLERİ TARAFINDAN FERYATLARI HAKKIYLA İŞİTİLMEYEN UYGUR TÜRKLERINİ, ALLAH (C.C.) RIZÂSI IÇİN DUÂSIZ BIRAKMAYALIM VE BU MÜBÂREK GECEDE MAZLUM VE MAĞDUR DOĞU TURKİSTAN’I UNUTMAYALIM…
Bâkî selâm ve muhabbetle…
*
Dr. Mehmet GÜNEŞ