
Çok Kıymetli Gönül Dostları;
Farkına var/a/masak da, ömür sermâyemiz güneş görmüş kar gibi eriyip gidiyor…
Dün gitti, yarın meçhul, dem bu dem, gün bu gün…
“Azıksız Çıkma Yola” diye nice hikemî îkazlar aldık; ne yazık ki gereğini yapamadık; azığımız az, ancak seyyiâtımız çok…
Ramazan’ın rahmet ve mağfireti, Cuma’nın feyz ü bereketi hürmetine, bu Cuma gecesi/günü; kendimiz, âilemiz, anne ve babamız, ecdâdımız ve bütün Müslümanlar için Yüce Rabbimize daha çok duâ edip yalvaralım ve O’ndan afv ü mağfiret talep edelim…
Ve dünyadaki bütün mazlumların, hassaten Doğu Türkistan’ın ve Filistin’in felâhı için bütün içtenliğimizle Cenab-ı Allah’tan nusret niyâz edelim…
Yâ Rabbî, hidâyetini bizler için kâim eyle…
Rahmet ve nusretini, afv ü mağfiretini bizler için dâim eyle…
Âmîn, Âmîn, Yâ Muîn…
HAYIRLI CUMALAR DİLİYORUM.
Bâkî selâmlarımla birlikte “Yıllar Yaprak Dökerken” isimli bir şiir yolluyorum.
*
Dr. Mehmet Güneş
*
Abdurrahim Karakoç Ağabeyimin azîz hâtırâsına
*
Mızrap hüzzamda gezer, ney efkâra dem tutar,
Ve hazan mevsiminde beni bir elem tutar.
Kıymeti bilinmeyen, nîmet olsa da zaman,
Hayatın parmakları Mahşer’e kalem tutar.
Her nefeste mezara bir adım yaklaşırken,
Dizde derman tükenir, sevenler mâtem tutar.
Seyyiat vâdîsinde tükenen hayat gibi,
Beyhûde geçse zaman, mâziyi sitem tutar.
Nefsine meyletse de bu dünyaya gelenler,
Kul, bütün günâhına Settâr’ı hakem tutar.
Yol vardır küfre giden her bir günah içinde,
“Sırât-ı müstakîm”de beni seccâdem tutar.
Elest Meclisi’ndeki “Kâlû Belâ” aşkına,
Hakk’ı tesbih ederken kirpiklerim nem tutar.
Bir türlü anlatamam yüreğimin sesini,
Ehl-i dil, “Allah!” diyen nabzımı her dem tutar.
“Lâle”nin nusretiyle gönül müheyyâ olur,
Aşkın derûnundaki sırrı muhteşem tutar.
İlâhî sevdâ ile mayalansa kalbimiz,
Seherde yanakları “Gül” kokan şebnem tutar.
Yıllar yaprak dökerken Güneş zevâle döner,
Hakk yolunda yolcuyu yoldaki özlem tutar.
Bir ömrü yudumlayıp, Sen’den Sana gelirken,
İnş’Allah elimizden Resûl-i Ekrem tutar.
*
Dr. Mehmet GÜNEŞ