Sevgili Peygamberimizin en çok üzerinde durduğu hususlardan biri de komşuluk meselesidir.
Hepimizin bildiği ” komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir ” ve yine sevgili peygamberimizin “komşu hakkına dikkat edin! Ben komşu hakkı konusunda Cebrail’den o kadar ısrarla ikaz aldım ki, neredeyse komşunun komşuya mirasçı olacağını dahi zannettim” hadis-i şerifleri islamın komşuluk hak ve hukukuna verdiği önemi ifade eder.
Şuurlu Müslümanın en belirgin şiarlarından biri de komşularıyla olan münasebetleridir. Bir müslüman komşusunu rahatsız edecek hiçbir fiilin faili olamaz.
Nereden çıktı şimdi bunlar demeyin. Daha önce Ankara’da üst komşumuzdan gelen değirmen taşı gürültüsü (yürüyüş bandı) tecrübemizden sonra, şimdi de üç haftadır alt komşudan gelen, şantiye gürültüsünü tecrübe ediyoruz.
Adeta daireyi yıkıp, yeniden inşa ediyorlar.
Bu şekilde uzun süre aşırı gürültülü bir işe girişmenin ne komşulukla, ne insanlıkla ne de müslümanlıkla alakası olabilir.
Hiç demiyorlar ki komşulara bilgi verelim, müsade alalım, verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileyelim. Hem de şu soğuk kış günlerinde, herkesin evinde olduğu bir zamanda, evinde yaşlısı, hastası, küçük bebeleri olan bir zeminde.
Ev alma, komşu al ifadesinin doğruluğunu bu şekilde öğrenmek hiç aklımıza gelmemişti.
Allah herşeyin hayırlısını versin. Tabi ki komşunun da.
*
Ramazan Tahiroğlu