Günlük beş vakit namazlarda, cuma namazlarında, minberde, mihrapta , bayram namazlarında, cenaze namazlarında kendisine uyup, ibadet etmiş olduğumuz zatı muhteremlerin, elleri öpülesice kimselerin adıdır İmama-Hatiplik!
Onun duruşunu, sesini,savtını, gür sadasını, birleştirici oluşunu camide görmezsek hemen telaşlanır, moralimiz bozulur ” Acaba hoca efendi nerdedir?” diye sormaktan, soruşturmaktan geri durmayız!..
Büyük lider, emektar devlet başkanı Aliya İzzetbegovic’in” ” İslam korkakların değil, cesur ve atılgan müslümanların omuzlarında yükselecektir.” unutulmayacak sözünde vurguladığı gibi, aziz İslam, Rasulullah (sav)’den bu yana, hasbilerin, civan mertlerin, İmam-Hatiplerin omuzlarında yükselerek, kat’iyyen yere indirilmemiştir.
Ama, ne hazindir ki, toplum içersinden çıkan bazı tiynetsiz, sütü bozuk, ahlaki müeyyideden habersiz, sarhoş kimselerin yanlış davranışları sonucu morallerimiz bozulmuş, dişlerimiz sıkılı kalmıştır.
En son yakın tarihte İstanbul’da bir imam_hatib kardeşin, bir bînamaz, ahlaksız, sütü bozuk tarafından hemde camiinin içerisinde, imam odasında saldırıya maruz kalması bu aziz milleti derinden üzmüş, millet öfkesi son haddini bulmuştur.
Halbu ki, öldüğü zaman cenaze namazını yine imam kıldıracak, mezarının başında bile Yasini okuyacak, aklanması, paklanması için murdar cesedini imam temizleyecektir.
Düğün gecesinde nikahının kıyılması iiçin imam koşacak, doğduğu zaman kulaklarına ezan-kamet getirecek, cuma namazını klldıracak, ölürken şehadet kelimesini talim edecek imam efendidir.
Buna rağmen, imamın bu tür iyiliklerini bertaraf ederek, imam odasında saldıran hödük insana ne demeli, ona nasıl bir insan gözüyle bakılmalıdır?
Üzülerek ifade etmeliyim ki, camilerde ayakkabı hırsızlığı olmaması için, sair densizliklerin vuku bulmaması için her türlü görüntü almak için kamera ve benzeri mekanik şeyleri lüzumlu yerlere yerleştiren cemaatler, imamın hayatını korumak, can güvenliğini sağlamak için bir çare düşünülmemiştir.
Söz konusu sarhoş kimse (!), o gün morali bozuk olduğu için, evinde bedbinsizlik içersinde, ailesinden lütufkar bir iyilik görmediği için hoca efendiye saldırmış, onu yaralamış, aziz milletin huzurunu ve moralini bozmuştur.
Eee öyleyse, her morali bozulan, imama saldırsın, onu yaralasın, mübarek vücuduna bıçak darbesi atmış olsun!..Behey ahlaksız, utanmaz, Allah’tan korkmaz serseri!..
Tarihte benzeri, böylesi vuku bulmuş hadiselere bakacak olursak, Hz. Ömer (r) bir Zerdüştün hançerinden şehid olmuş, Hz. Osman bir hayli anarşistlerin taarruzu sonuçu şehadet şerbetini içmiş, büyük imam Hz. Ali efendimizde İbn-i Mülcem’in yaralaması sonuçu şehid düşmüştür.
Hz. Hüseyin efendimiz Yezid-i Lainin askerleri tarafından şehid olma şerefine nail olmuştur. Hem de arkadaşları ile beraber.
Demek ki, minberin, mihrabın düşmanı, oralara kin besleyeni tükenmeyecek kadar çok bulunmaktadır. Dün böyle idi, bu günde aynısıdır ve yarınlarda aynen yaşanacaktır. Hafazanallahü ve iyyaküm..
Suçlu aranacak olursa, milleti suçlamadan geçemiyoruz!.. Cami çeşmesinin musluklarının korunması için her çeşit tedbiri alan insanlar, ayakkabıların hırsızlanmaması için her türlü imkanı düşünen cemaatimiz suçludur ve ihmalkârdır!.
“Bir düşünür hocanın buyurduğu gibi: ” İmam-Hatip demek, ana yürekli adam demektir. İmam demek, ölü değil diri yıkayan adam demektir. İmam kelimesi ” anne” mânasına gelen “ümm” den türetilir.
Anneler çocuklarının bedenini beslerler. hocalar insanların kafalarını ve kalplerini beslerler. Anneler yavrularına göğüslerinden süt emzirirler. Hocalar mü’minlere Kur’an ve onun beyânı olan sünnet çeşmesinden ilim ve hikmet emzirirler.” ( Kelimeler, say. 208)
Netice olarak;
Aslında meselenin özünde bir korku bulunmaktadır. Bir kısım politik hergeleler imamları susturamadıkları için, onların bülbül sedasını durduramadıkları için değişik şeylere tevessül etmektedirler.
İsterler ki, imam; minberde konuşmasın, sussun!.. İsterler ki, imam, mihrapta Kur’an okumasın, Kur’anî mesajları sunmasın.. Sessiz kalsın, dilini tutsun, meydan kendilerine, sarhoşlara kalmış olsun!..
Ama, şu gerçek bilinmelidir ki, Rasulullah (sav)den bu yana susturalamayan bu haykırışlar durmamış, bundan sonra da durmayacaktır. Fatih camii imamına geçmiş dileklerimizi sunuyoruz!..
Rabbimiz!.. Bu ümmete, bu millete tükenmez güç ve kuvvet versin!.. Selam ve dua ile…
*
Şerafettin Özdemir