Afşin insanı olarak, büyüklü, küçüklü yaşlı ve genç herkes güreşe aşık, güreş sevdalısı ve tutkunudur.
Bundan on altı yıl önce Ocak ayı idi.. Oğlum Fatih’in evliliği, nişan takılması için Hollanda ülkesinden Afşin’a gelmiştim.
Kış günü, hava soğuk mu soğuk, dışarıda tipi yaşanıyor desem yeridir. Hısım olacak zatı muhterem herkesin bildiği, yakından tanıdığı Arif Çölbey’dir.
Kızın iki dedesinden biri Tilafşinli Hacı Ahmet ağa, diğeri, Fevzi Çölbey’dir. Tabii ki, büyükler dururken, ne Arif Çölbey’in konuşma hakkı var, nede benim ileri atılıp söz kesme yetkim yoktur.
Yatsı namazımızı kılarak sohbeti başlatmıış olduk!.. Hem de ne sohbet!..Gelin görün ki, bu iki merhum insan, eskiden yılların pehlivanı, peşrev yapanı, düğünleri aksatmadan takip edenleridir.
Evin odalarında bir tarafta hanımlar dop dolu iken, diğer bizim oturduğumuz oda da bu isimler sohbetin gözüne gözüne vurmaktadırlar.
Hacı Ahmet ağa, gençliğinde güreşmiş, yendiği insanları saymakla meşgul iken, Fevzi Çölbey ağada eski pehlivanlardan birisidir. Biri yıkıyor, diğeri şalvarı eline alıyor, peşrev yapıyor, güreş sahasında geziyor, sanki o ortamı yaşıyor gibi konuşuyorlardı.
Zaten, eğer güreş sohbeti dinlemek istiyorsanız, rahmetli Topal Ali’yi, Çapar Eşenin Durdu amcay, Bekir Böke’yi güreş üstü tutarak, ikinci sırada olanları dinlemek, konuşturmak gerekir.
İşte, Afşinlinin güneş severliği böyledir.. Yediden yetmişe herkes kara kucak güreşine tutkun ve meftundur. Her Afşin’linin, hocası,hacısı, mollası, şeyhi ve müridi böyledir.
Yeter ki, yeşil alanda davul Kör oğlu makamını çalsın, işte o zaman siz seyredin gümbürtüyü, heyecanı, tüylerin diken diken oluşunu.
İşte, onun içindi ki, ecdat sproru güreşi çok seviyor, alkışlıyor ve devam etmesini istiyoruz. Yeni seçilen, Belediye Başkanlığına gelen sayın Koray Kıraç beyden de aynı şekilde ata sporunun canlanmasını, eski haline getirilmesini, unutulmamasını istirham ediyoruz.
Yani ata sporumuz güreş, unutulan bir spor türü olmamalıdır. Yaşatılan bir spor heyecanı olmalıdır. Bu heyecanı bizler, efsane başkan merhum Ergün Ertekin beyde de gördük, şimdilerde görmek, yaşamak istiyoruz..
Çünkü, Afşinli insanın güreş severliği, ona karşı heyecanı ölürse, sudan çıkmış balığa dönecek, bu boşluğu sair sporlar dolduramayacaktır. Dolayısıyla,
İşte, yıllarca önce kız isteme proğramında yaşanan hatıralar, anlatılan vak’alar halen hatırımdadır, her iki pehlivan insan olan Hacı Ahmet ağaya, Fevzi Çölbey ağayada rahmet diliyor, makamlarının cennet olmasını diliyorum.
İşte o gün, misafir bir kardeşin ” Yeter artık, şu hayırlı işi bitirelim” uyarısı üzerine güreş anılarını bırakıp, kız istenmeye başlanmıştır. Ve hayırlı bir netice ile kız isteme proğramı dua ile sonlandırılmış. tatlılar yenilerek gece geç vakitlerde herkes evinin yolunu tutmuştur.
Netice olarak;
Hamdolsun ki, bu muhteşem sohbetli gecenin meyvesi olarak torun Şeref ve torun Meliha büyümüş, devam ettikleri Hollanda okullarında okulun birincileri olmuşlardır. Umarım ki, bu yazım kendilerine ilham olurda, Türk güreşine dedelerine veya hayatta olmayan büyük dedelerine rahmet okurlar.
Afşin Haber Merkezi Müdürü Halil beyi kutluyorum. Niçin kutluyorum? Çünkü, bu tür yazıları, gündemle ilgili mes’elelerii gündeme taşıdıkları için kutluyor, başarılarının devamını niyaz ediyorum.
Yaz aylarında, çay ocaklarında bu tür anıları dinliyor, zevk aalıyor ve hayattan göçmüş olan eski pehlivanları, Ahraz’ı, topal Ali’yi, Hacı Soyer’i, Karahan’ı, Hacı Ömer, Ali Kemal pehlivanı, Ala’yı, Kara’yı . tüm mahalli pehlivanları saygı ile, hürmetle Fatiha’larla anıyorum..
Mahalli pehlivanlar dedim de bu sözüm yabana atılmamalıdır. Afşin’in ve köylerinin eski pehivanları bir bir taranırsa, karşımıza muazzam bir taplo çıkacak nice nice isimsiz pehlivanla yüz yüze geleceğiz.
Çağılhanlı pehlivan Rahmi merhum, Kuşkayalı Şeref, Şıh Hamid ve benzeri Karagözlü Kaba Cuma lakaplı pehlivan, İsmail Çevik amca ve benzeri yöresel güreşçiler unutulmamalıdır.Son sözler olarak, konumuzun iki pehlivanı olan Hacı Ahmet ağaya, Fevzi Çölbey ağayada rahmet diliyor, makamlarını cennet olmasını niyaz ediyorum. . Selam ve dua ile…
*
Şerafettin Özdemir
