Tarihin cilvesine bakınız ki, askerimiz, ordumuz için yine uzun yollar görünüyor, ezilen, sürülen, ülkesinden kovulan insanların göz yaşlarını dindirmek, ıstıraplarına melhem olmak için yine yollardayız..
20 nci asrın başlarında, Yemen çöllerinde dert dinlemek, sorunları çözmek için ” Burası Muştur yolu yokuştur, giden gelmiyor acep ne iştir” diyerek iniltili, yanık türkülerle yüz binleri çöle terk ederken, ağıtlarımız, göz yaşlarımız çöl kumsalını ıslatıyordu.
İşte, o yiğitlerden birisi benim dedem Afşin Karagöz köyünden Zor Ahmet dedemdir. Devletin isteği üzerine , Yemen çöllerine gitmiş, bir dahada köyüne dönmemiş ve şehid olarak o topraklarda kalmıştır.
Merhum Y. K. Beyatlı’nın dile getirmiş olduğu gibi, asırlar ne kadar geçerse geçsin, zaman ne kadar ileri giderse gitmiş olsun, tüm Ortadoğu bölgesi Türk askeri olmadan rahat yüzü görmeyecek, başını tatlı uykuya bırakmayacaktır!..
Hangi bölgeye giderseniz gidiniz o topraklarda, Türk’ün ayak izlerini, rap rap seslerini duyacak, elleriniz kabarıncaya kadara onları alkışlayacaksınızdır.
Kerkük’mü dersiniz, Musul’u mu hatırlarsınız mes’ele bitmeyecek, bu defada karşınıza Şam’ı şerif, Hama, Humus,Halep, Münbiç, Lazkiye çıkacak garibanların göz yaşlarını dindirmek için ıp ıssız yollara düşeceksiniz!..
Milletin malını çar çur eden, kaçıran Esed, sığınacak ülke bulamayacak, milyonlarca insanın ahı, vahı kendisini süründürecektir. Yer yüzünde gömülecek bir karış toprak bulamayacak, mezarına bir demet çiçek bile atılmayacak, ruhuna bir Fatiha bile okunmayacaktır!..
08.12.2024 pazarı sabahleyin Tv. nin vermiş olduğu haber beni sevindirmiş, bizatihi kendi ülkem gibi, Mücahidlerin Şam’ı fethetmeleri, Esed’in yivik yivik kaçması, göndere en eski bayraklarının çekilmesi içimi rahatlatmış, duygu seline hakim olamayarak dua etmişimdir.
Anladım ki, ” Şu kopan fırtına, Türk ordusudur Ya Rabbi!” demekten kendimi alamıyorum. Sanırım, Türk milleti olarak hepimiz aynı duygular, hisler içerisinde yaşıyoruz..
Rabbimiz!.. Bu asil duyguları daim eylesin, askerimizin ayağına taş değdirmesin!.. Çünkü, yakın komşumuz Suriye toprakları daha tertemiz , arınmış, tüm tuzaklardan kurtulmuş olmak için teenni ile, sabırla, selametle bekliyor ve dua ediyoruz.
Çünkü, 61 yıllık Baas rejimi bitmiş, bu güzel gün Suriye’nin mili bayramları olarak ilan edilmiştir. Ümit ederiz ki, Rus ülkesine kaçmış bulunan Eset ve ailesi, orada huzur bulamayacak, kan kusacaktır! Milyonlarca gariban
Müslümanın ah ve vahları onu süründürecektir.
Halep’te kaderine terkedilmiş camilerde tekbirler yeniden arşı çınlatacak, Emeviyye camiinde gürül gürül tekbirler alınacak Şeyh Muhiddin’in makberesinde dualar edilecek, Sultan Vahdettin Han’ın mezarı yeniden ziyarete açılacaktır..
Büyük komutan sahabi Halid Bin Velid’in ve Bilal-iiHabeşi’nin ve benzerlerinin makamları dolu dolu ziyaret edilecektir.
Netice olarak;
Maceracı, kan içici Esed, terki diyar ettiğine göre, iş bitmiş değildir.. Bundan sonraki yaşamda, Suriye milletinin birliği, bütünlüğü, kardeş oluşları sağlanmalı, çökmüş bulunan ekonomileri birlik ve beraberlik içerisinde rahata erdirilmelidir.
Kapıları kilitlenen fakülteler, İlahiyat ve daha üst dereceli eğitim merkezleri milletin hizmetine sunulmalıdır.
Bunu yaparken, Türkiye’ye sığınmış olan insanlar davet edilerek, yeniden evlerine yerleştirilip, rahat ve huzurları temin edilmelidir.. Mahpushanelerdeki biçare, suçsuz insanlar, erkek ve kadın her birey özgürlüğüne kavuşturularak korku ve panik ataktan kurtarılmalıdır.
Bu vesile ile, Suriye milletine yeni dönemde mutlu. huzurlu yarınlar diler, 8 Aralık 2024 kıyamlarının hayırlara vesile olmasını niyaz ederim.. Selam ve dua ile…
*
Şerafettin Özdemir