ABD’yi nasıl tanımlarım; kan emici VAMPİR,
İnsanlığı ve merhameti olmayan,
İkiyüzlü, zalim, vicdansız, gaddar, barbar,
Başta Müslümanlar olmak üzere; zencileri, Kızılderilileri katleden ve Japonya’ya atom bombası atan,
Bahanelerle, algılarla Müslüman ülkeleri işgal edip, kadın ve çocuk demeden katleden,
Askerleri Müslüman kadınlara tecavüz eden, çocukları diri diri yakan,
Müslümanlara işkence için özel hapishaneler inşa eden,
Kurulduğu günden bu güne dünyayı kan gölüne çeviren,
Masum ve mazlumların baş düşmanı,
Kısacası günümüzün firavunu…
Aynı zamanda, zalim ve katliamcıların hamisi,
İnsan, kadın, çocuk ve hayvan hakları savunuculuğuna soyunup da insanlıkla alakası olmayanları da görmüş oldu dünya ABD sayesinde…
ABD nereye girdiyse oraya fitne, fesat, kargaşa, kan, gözyaşı, yolsuzluk, istismar ve ihanet götürmüştür.
ABD’den yardım isteyenler ve ona güvenenler hep kaybetmişler, bin pişman olmuşlardır.
Afganistan’dan çekilen ABD kendine yıllarca hizmet eden Afganlıları yüzüstü bıraktı. ABD uçağının tekerlerine sarılıp da “bizi de götürün” diyen Afganlıları gördük. Ülkesine ihanet edenlerin sonu budur işte. Diğer İslam ülkelerinde de durum bundan farklı değil. Nasıl da satılmışlar!.. (Haçlı ve Siyonistlerle mücadele eden Müslüman kardeşlerime sözümüz olamaz elbet.)
Maalesef içimizde de sanatçı, siyasetçi, gazeteci, bürokrat, sporcu, işadamı, STK’lılar olarak karşımıza çıkmakta ABD ve batının adamları… Her fırsatta İslam’a, ezana, başörtüsüne, vatana, bayrağa ve değerlerimize saldıranlar ortada…
ABD, İslam ülkelerinden silahla işgal etmediklerini ise Mısır da olduğu gibi yönetimleri devirip yerine kendilerine kul köle olan zalimleri getirdi.
Mısır, S.Arabistan, Ürdün, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suriye ABD’nin “eyalet”leri, birer ‘müstemleke vali’leri…
İran’a da ayrı bir paragraf açmak gerek… Zalimlerin diğer bir başı…
Suriye de 61 yıldan beri Müslümanlara kan kusturan halkına işkence eden baba-oğul Esat’ın mezhepçi Nusayri Baas rejimi yıkıldı! Tam bir Türk düşmanı… Sednaya’da yer altı işkence hapishanesinden çıkan suçsuz insanların hali içler acısıydı. İnsan mezbahası… İnsanlık dışı muamele… İşkence aletleri…
Gazze’deki katliamlarda da bu ülkelerin hiç birinin sesi çıkmadı. Basın toplantısında açıklama yapan İsrail Başbakanı Netanyahu, konuşmasında bu Arap liderleri adeta tehdit ederek, “Çıkarlarınızı, iktidarınızı korumak istiyorsanız tek bir şey yapmalısınız Sessiz kalın!” dedi. O masum halklarına karşı ejderha kesilen bu liderler kafalarını kuma gömdüler adeta. Yüreksizler!
ABD, İngiltere ve İsrail dünyanın en zalimlerinden. İnsanlık yok… Acımak yok… Merhamet yok… İşkence ve ölüm var sadece…
Ülkemizde de 28 Şubat post model darbeyi yaptıran yine ABD değil miydi? Namaz kılan Devlet memurlarının işlerine son verildi. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i 12 yaşına kadar Müslüman çocuklarına yasakladılar. Daha sonra CHP milletvekili olan İstanbul Üniversitesi Rektör yardımcısı Nuh Serter tarafından tesettürlü kızlarımızın başını açmak için ikna odaları kuruldu. Milli ve manevi değerlerden uzak nesil yetiştirmek amaç… Daha neler neler…
Müslümanlara gerici-yobaz dediler. Kendileri ise çağdaş, medeni! Oysa dünya da son yüzyıldaki katliamların hepsinde ABD’nin eliyle yapılmadı mı?
Birde terörist Fetö gibi yapılar kurdu. Müslümanları ayırmanın ve araya fitne sokmanın başka bir modelini hayata geçirdi ABD…
Her taşın altında…
20 ve 21. yüzyılda Müslümanlara nefes aldırmadılar velhasıl…
Filistin de (Gazze) 50 binden fazla sivil Müslüman İsrail tarafından katledildi. Bunun yarıdan çoğu kadın ve çocuk! Kundaktaki bebeği bile katlettiler. Hastaneleri bombaladılar. Sivilleri vurdular. Cesetler bile yandı, kül oldu. Toprakları bombaladılar ürün yetişmesin diye. İlaç, yiyecek ve giyeceklere ambargo koydular. Bu ne vahşilik! Ya açlıktan şehit olanlar? İsrail’in arkasında ABD ve Batı hep… İngiltere en tehlikelisi Müslümanlar için… İsrail’e silahları veren de, dünya silah ticaretinin büyük çoğunluğu elinde bulunduranda ABD…
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken Gazze katliamını yapan İsrail’e destek için gidip Başbakan Binyamin Netanyahu ile Tel Aviv’de görüştüğünde, “Bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım,” dedi.
1973-1977 yılları arasında ABD Dışişleri Bakanlığı yapan Henry Alfred Kissinger de Yahudi kökenlidir. 100 yaşında 2023 yılında cehenneme yolculuğa çıktı.
Keza Madeleine Korbel Albright, Yahudi kökenli başka bir Dışişleri Bakanıdır. (1997-2001)
Başkan Bill Clinton’ın eşi Hillary Clinton da Yahudi kökenli bir Dışişleri Bakanıdır. (2009-2013)
ABD Başkanı George W. Bush, 11 Eylül 2001’deki kendilerinin yaptığını intihar saldırılarından 5 gün sonra ulusal güvenlik konusunda danışmanlarıyla Camp David’de yaptığı istişare toplantısının ardından Amerikan vatandaşlarına hitaben yaptığı konuşmada, “Terörizme karşı bu Haçlı Seferi, bu savaş zaman alacaktır,” dedi.
Oysa devlet eliyle terör yapan ve Müslümanları katleden kim? Son 100 yılda İslam ülkelerini işgal eden kim? İkiyüzlüler sizi…
ABD başkanlarından Joe Biden elli yıldan beri yönetimin içinde… Kan emiciydi. Barack Hüseyin Obama yine Müslümanları katledenlerden bir başka ABD başkanı. Baba ve oğul Bush yine kanlı ABD başkanlarındandı.
Annesi ve babasının gözlerinin önünde parçalanan çocuklar… Buna insan olan dayanabilir mi? Sessiz kalınabilir mi? Ya o ananın, babanın haletiruhiyesi?
Gazze’deki katliam ve insanlık suçuna batı ülkelerinden de dur diyen halklar oldu mitingler yaparak. Üniversitelerde de gösteriler yapıldı. Bunları polisler copladı ve tutukladı bazılarını da. Demokratik ülkeler ya! İçimizde de CHP zihniyeti (güya) çağdaş kadın hakları savunucuları, sanatçı, gazeteci, STK’lar, iş adamları Gazze’de kâfirlerce tecavüz edilen Müslüman kadınlar ve cesetleri parçalanan çocuklara sessiz kalmadılar mı? Katledilen sivil Müslüman kadın ve çocuk olunca!.. Beyaz tenli, batılı değillerdi!
Ama bizim inancımız öyle muazzam, öyle adil bir inanç ki, zulme uğramış mazlum insanların inancı İslam dışı da olsa, biz onların yanında olduk hep. Olmaya devam ediyoruz. İnancımız bunu gerektiriyor, dinine bakmayız mazlumun.
Allah’a şükür tarihimizde katliam, zulüm ve barbarlık yoktur.
Bütün bu Haçlı ve Siyonistlerin yaptıklarının binde birini Müslümanlar yapsaydı eğer dünya ülkeleri ve içimizdeki malum çevreler kıyameti koparmazlar mıydı?
Bir Müslümanın yaptığı yanlış ve hatayı bütün Müslümanlara mal edenler; yandaşları yaptığında ise sus pus!
ABD’nin ülkemizdeki girişimlerine de bir göz atalım.
-Kıbrıs’a çıkarma yapma, diyor. Yapınca ambargo koyuyor.
-ABD, terörist Fetö ile ülkemizi parçalamak için işgal girişimi yapıyor.
-PKK ve PYD’ye bedava binlerce tır ağır silahlar veriyor.
-Türkiye’yi hedef alan bütün terör örgütlerini ABD kurdu. Silahlandırdı. Yönetti. Saldırı hedeflerini, istihbaratını bile veriyor.
-Gezi teröründen 15 Temmuz saldırısına kadar, bütün müdahaleler doğrudan ABD tarafından planlanmış ve uygulanmıştır.
Türkiye’nin en büyük düşmanı ABD’dir.
Son 30 yılda Türkiye’yi hedef alan bütün saldırıların kaynağı ABD’dir.
Türkiye’yi içerden, Güneyden, Akdeniz ve Ege’den kuşatan ABD’dir.
Coğrafyamızı parçalayan, ülkemizi de parçalamaya çalışan güç ABD’dir.
Terörle mücadelede kaybettiğimiz yüzlerce vatan evladımızı şehit eden ABD’dir.
ABD, İngiltere ve İsrail, Türkiye için öncelikli ve en büyük tehdittir.
ABD;
-ABD’de hiçbir devlet başkanı kendi döneminde “barış dönemi başkanı” olarak anılmıyor. ABD’nin tüm başkanları savaş dönemi başkanları olarak anılabilir.
-ABD’nin tamamen barışta olduğu bir dönemi yok.
-ABD’nin savaş geçirmediği en uzun dönem ise 1929’da başlayan ve 1930’lu yıllarda devam eden büyük buhran döneminde yaşanmıştı. 1935-1940 yılları arasındaki dönem, ABD’nin hiç savaş yaşamadığı dönem olarak biliniyor.
-ABD tarihinin yüzde 93’ü savaşla geçti.
-İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana başlatılan askeri operasyonların neredeyse hepsi ABD tarafından başlatılmış.
-ABD’nin savunma harcamaları, dünyadaki diğer tüm milletlerin savunma harcamalarının toplamına eşit.
-Dünyanın büyük bir bölümünün ABD’yi dünya barışı için bir numaralı tehdit olarak görmesi şaşırtıcı değil.
-ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) rejimleri devirmek için yürüttüğü gizli operasyonlar ve savaşlar.
ABD, yanına danışman olarak aldığı Siyonistlerle birlikte dünyada beğenmediği her kim varsa kafasına yumruğu vuruyor. Aklı Siyonistler veriyor, uygulamayı Evangelistler yapıyor. Şurada bir kez daha vurgulayayım; Amerika’da paralel bir Siyonist devlet var ve bu yan(cı) devlet asıl devleti esir almış durumda.
ABD Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdi. Bu coğrafyada yaşayan bütün Müslümanlar ABD başta olmak üzere diğerlerine karşı birlikte mücadele etmelidir. Yoksa bu bölgede kan akmaya devam eder. Dün ulus, bugün etnik, yarın mezhep, başka zaman başka bir şey bulurlar küçük parçalara bölerler. Amaç, Müslüman kanı dökmek, yer altı ile yerüstü madenlerini paylaşmak ve Büyük İsrail İmparatorluğunu kurmaktır.
ABD, Allah’ın ve Müslümanların baş düşmanıdır.
Ağıtları yakan ve gözyaşını akıtan hep Müslümanlar değil mi, bunu sonlandırmak için çekişmelerden uzak durmalıyız.
Müslüman Müslümanın kardeşidir.
Huzur ve mutluluk içinde yaşamak için birlik ve beraberlik şart.
Allah inananların yanındadır. Eninde sonunda zalim cezasını çekecektir. Yeter ki biz sağlam olalım. Allah’a hakkıyla kul, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmet olalım.
Bu coğrafyanın insanları dindaş hem de kardeştir. Kendimize gelelim. Yürekli ve cesur olalım.
Atamız Osmanlı gibi mazlumların ve masumların koruyucusu yine biz olacağız İnşallah. Dünyayı kan medeniyetinden gül medeniyetine çevireceğiz Allah’ın izniyle…
*
MEHMET GÖREN
