
Ciddi anlamda soruyorum; bu kentin (Kahramanmaraş’ın) Ak Parti milletvekilleri ne iş yaparlar ve ne işe yararlar? Ne yerler, ne içerler ve hangi gezegende safa sürerler, bilen var mı acaba? Maşallah, nazar değmesinde keyiflerine diyecek yok sanırım.
Görünen veçheleriyle gamdan, kasavetten, yükümlülükten ve dış etkenlerden izole edilmiş bir şekilde sürdürüyorlar yaşamlarını. Galiba Uludağ’dan daha serin bir atmosferde, hak etmedikleri/edemedikleri yorgunluktan ötürü, stres atıyor zat-ı muhteremler.
Taşıdıkları benzerliklerden mülhem, özellikle mi seçiliyorlar diye de fikir jimnastiği yapmaktan kendimi alamıyorum mütemadiyen.
Ha yeniler böyle de, eskiler farklı mıydı? Hayır, katiyetle hayır! Al birini vur diğerlerine. Soru mahiyetinde diyorum ya, özellikle mi seçiliyorlar diye?
Sadede gelecek olursam bahtı kara memleketimde; proje kapsamında temeli atılan, tarih itibarıyla çıkmaz ayın on dört(14)üne (!) teslimi taahhüt edilen hiç bir iş yoktur ki sürüncemede kalmasın. Artık ömrünüz tükenir, yürekleriniz nasır bağlar o işin sonucunu beklemekten. Dizlerinize nüzul, gözlerinize katarakt iner.
Hiç bir ivme kazanmadan, hiç bir takipçisi bulunmadan kendi mecrasında ve kendi yörüngesinde gayrı ne zaman biterse bahtınıza…
Cımbızla seçilen bizim nazarlık beyzadelerden ne kimse arar, ne de kimse sorar girdaplı işin akıbetini. Yılan hikâyesine döner de yine de rahatlıklarına asla toz kondurmazlar.
Mesela, yıllar yılı zaman aşımına uğramış Göksun Kahramanmaraş arası tünelleri beklemekten dokuz doğurmadık mı? Keza Adatepe Barajının tamamlanmasını görmek için fıtık olmadık mı? Nice basit türden bağlantı yollarının ikmâli cihetinde spazm geçirmedik mi? Hızlı trene kaç ömür tüketiriz gayrı Allah bilir.
Yapılan havaalanına sevinemedik bile. Ağır aksak tesadüfȋ uçuşlarla zevậhiri zor kurtarıyor. Dolayısıyla kentimin insanları burunlarından soluyarak Gaziantep’e gidip geliyorlar.
Esas bu yazıyı yazmama mücbir sebep, illa da şu Afşin-Göksun arasındaki toru topu 500 metrelik bitmek bilmeyen Kızılcık Dalması… Evet, toru topu 500 metrelik viyadüksüz, sadece dolgu malzemesi gerektiren zemin bağlantılı yer.
Bittiği biteceği yok. Ne zaman oradan geçsem, sanki çamura çökmüş gibi duran iki iş makinası göze çarpmaktadır. Başkada bir hareketlilik göremezsiniz.
Anadolu seyyahı olmamızdan mütevellit, sair memleketlerde yapım aşamasındaki hizmetleri, birkaç yıl sonrası tekrar uğradığımda genellikle yapılmış ve hizmete açılmış şekilde görürüm. Ya bahtı kara memleketimde?..
Hülasa, varlıklarıyla yoklukları belirsiz bizim ağaların. Sırtımızın hörgüçlü kamburudurlar. Samimiyetimle söylüyorum, taş misillü Ak Partili olmama rağmen kendimi zorlama neticesinde, ancak ikisinin ismini nice sonra hatırlayabildim.
Şimdi bazıları; “Ne biçim Ak Partilisin, daha kendi ilinizin vekillerini tanımıyorsun” diyeceklerdir.
Şunu belirteyim ki benim bu partiye oy vermem, çok yakından tanıdığım ve geçmişte birlikte siyaset yaptığım Recep Tayyip Erdoğan’ın gül hatırına mebnidir. Allah zeval vermesin ona. Yoksa ben, onun cevvaliyetini taşımayan eşhaslara oy verirsem namerdim. Fakat el mahkûm yine vereceğim ve yine vereceğim. Çünkü maazallah, karşıda öyle bir muhalefet var ki düşünmek dahi akla ziyandır. Memleketi nasıl “Bade harab’ul Basra” ya çevireceklerinin fevkalade idrakindeyim.
Yazımı, dipnot mahiyetinde bir ayrıntıyla noktalamak istiyorum. İki yıl evvel anacığımı bekâya uğurlamıştık. Zannedersem bizimkilerin meclisteki rakamsal sayısı altı (6)ydı ve altısı da şahsımı yakından tanır ve okurlardı.
Sanki ağız birliği etmişçesine, bir tanesi arayıp da taziyede bulunmadı bizim (!) ağalardan.
Ya ne oldu söyleyeyim: Kurumsal mahiyette ağır eleştirilerde bulunduğum CHP’nin, parti sözcüsü Ali Öztunç aradı ve gayet mükedder biçimde taziyelerini sundu. Yanılmıyorsam, sonra bir kez daha aradı.
Söylediklerim, şahsiyet yapma ya da nefsani bir cümle hükmünde algılanmasın zinhar. Siyasi görüşüme yabancı bir Ali Öztunç arayıp sorarken, bizim ağalar neden sorma lütfunda bulunmadılar? Haydi, hepsini bıraktık da bir tanesi de mi gösteremezdi bu alicenaplığı?
Düşünün ki bana böyle davrananlar, zannetmiyorum ki diğer seçmenleri hatırlasınlar.
**
20.02.2025
Ahmet Süreyya DURNA