Merhum Erbakan Hocamızın üzerinde en çok durduğu hususlardan biri de ‘şuur’ idi. O, müslüman olmak yetmez, şuurlu müslüman olmamız gerekir derdi. O halde bizim burada şuurlu müslüman olmak ne demektir sorusunu cevaplamamız gerekir.
Ben müslümanım diyen herkes müslümandır. Ancak ben şuurlu müslümanım diyen herkes şuurlu müslüman değildir. Çünkü şuurlu müslüman olmak için her konuda müslümanca düşünmek, müslümanca bakmak ve müslümanca davranmak icab eder. Eğer aile hayatımızdan sosyal hayatımıza, ticaret hayatımızdan iş hayatımıza, adaletimizden siyasetimize herşeyimizle müslümanca bir hayat sürüyorsak biz şuurlu müslümanız demektir.
Şuurlu müslümanlıkta temel gaye tümüyle hakkın rızasını kazanmaktır. Allah’ın rızasını kazanmak için de kitaba uymak ve habibinin izinden gitmek icab eder.
Burada şuurlu müslümanı misalleriyle ifade etmeye çalışalım. Şuurlu müslüman, aleyhine de olsa adaletten şaşmayan kişidir. Gücü değil, hakkı üstün tutan kişidir. İnancı ne olursa olsun mazlumun yanında, zalimin karşısında duran kişidir. Yine inancı ne olursa olsun komşusunu gözeten kişidir. Sılay-ı rahimi kesmeyen kişidir. Beyt-ül malı koruyan, yetimi kollayan kişidir. Farklılıklarına takılmadan tüm müslümanları kardeş bilen kişidir. Kardeşini kendine tercih eden kişidir. Kendisi için istediğini kardeşi için de isteyen, kendisi için istemediğini kardeşi için de istemeyen kişidir. Coğrafi sınırları kafasında yok sayan kişidir. Ahlakıyla, erdemiyle, takvasıyla, temizliğiyle öne çıkan kişidir. Yük olan değil, yük alan, sadece tüketen değil, aynı zamanda üreten kişidir. Sadece insanlığın değil tüm canlıların ve çevrenin hakkını gözeten kişidir. Helal ve harama riayet eden kişidir. İşi ehline veren kişidir. İşini sağlam yapan, kimseyi aldatmayan kişidir. Şerde değil hayırda yarışan kişidir. Her anlamda iyiliğe vesile, kötülüğe mani olan kişidir. İyinin, güzelin, doğrunun, faydalı ve adil olanın yeryüzüne hakim olması için takatinin sonuna kadar mücadele eden kişidir.
Bu misalleri pekala çoğaltabiliriz. Şimdi bunlar hayatımızda ne kadar var sorusunu kendimize soralım ve şuur katsayımızı farketmeye çalışalım. Şuur katsayımız yükseldiği oranda şuurlu müslüman olma imkanımız da yükselecektir. Böylece saadet dünyasını kurma fırsatını yakalamış olacağız inşallah.
Selam ve dua ile.
*
Ramazan Tahiroğlu