Günümüzden beş yıl önce idi.. Afşin Atatürk parkında bir sohbet esnasında, Doğan abinin bizleri evine davet etmesi üzerine, verilen saatte bendeniz, Hasan Hafız, Hüseyin Pamuk hafız, Cuma Seyyitmehmetoğlu ile birlikte evine teşrif etmiş olduk.
Bu ziyaretimizi kayda almak içn CD’li kameramı çalıştırarak sohbete başladık. Hüseyin Hafızın güzel sesiyle okumuş olduğu Kur’an-ı Kerim’i dinledik ve tüm geçmişlerimizin ruhlarına dua ettik.
Malum olduğu üzere, Doğan ağabey, Afşin’linin sevdiği, saydığı, hürmet ettiği bir Müslümandır. Şu yaşına rağmen silahsız gezmez, forsu, lüks yaşamayı seven bir muhteremdir.
Evine teşrif ettiğimizde, gözüme çarpan bir kısım resimler, fotoğraflar olmuştur. Eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, İsmet İnönü, Turgut Özal ve benzeri devlet büyükleri ile çekilmiş resimler!..
Diğer taraftan, küs olduğu, konuşmadığı, hatta aralarındaki kırgınlığın had safhada olduğu kimselerin siyah beyaz resimleri bile çerçeve yapılarak duvara asılmış olduğunu gördüm. Örneğin, bunlardan Hüseyin Akkaya merhumun, merhum Zeki’nin resimleri dikkatimi çekmiş oldu.
Hakikaten, böylesi bir durum takdire şayan, övünecek, alkışlanacak bir durumdur. Bir kere düşünmeliyiz ki, kim sevmediği konuşmadığı insanın resmini evinin baş köşesine asabilir ki?
Demek ki, Doğan abideki hoş görü, insan sevgisi doruk noktalardadır. Hayatın acı tatlı taraflarını düşerek, kalkarak öğrenmiş, tecrübe etmiştir.
Aksak ayağı ile, sevmiş olduğu dostu Afşin Müftüsü Yahya Akman hoca ile, Cuma Seyyitmehmetoğlu ile birlikte Umreye gitmiş, umresini yapmıştır.
Doğan ağabey, hayat mektebinden diplomasını alarak Afşin Belediye Başkanlığına seçilmiştir. Herkesi sevmiş, herkesi selamlamış kimseleri incitmemiş bir kimsedir. İki buçuk saat boyunca CD’ye almış olduğum anılarını, resimlerini İnşallah ileriki zamanlarda deşifre edeceğimdir.
Başkan Doğan bey, bir tarih gibidir. Gelmiş olduğu yaşına rağmen, hala dinç, kafası çalışır, ileriyi gören, düşünen; yanlışı sevmeyen bir kimsedir. Hapishane hayatı, Başkanlık dönemi, İl Encümenliğini bir bir anlatır, yetişen neslimize ders verir nitelikte ufuk sahibidir.
Din adamlarını sever ve sayar. Hiç bir kimsenin hakkında şöyledir, böyledir diye yorum yapmaz, gıyabında konuşmaz. Yani, gıybet etmeyi sevmez.
Umarım ki, bu yazım Afşin Haber Merkezinde gündeme gelir, yayımlanır ve bizlerde gerek yayın sahibi Halil beyi, gerekse yakın dost Hüseyin Bozkurt kardeşi alkışlamış oluruz.
Netice olarak;
Doğan başkanımız, efsane bir insan ve dolu dolu bir tarih, anlatım, menkibe ile iç içe bir kimsedir.
Umarım ki, Afşin’in ileri gelen söz ustaları, edebiyatçıları, menkıbe ve söz yazarları bu mes’eleyi ele alarak anıtlaştırır, kitaplaştırır da böylesi birikim sahibinin düşünceleri, anıları, yaşamı herkes tarafından bilinmiş olur.
Sayın Bozkurt, Afşin’in köklü bir ailesine mensuptur. Hatta, Ashab-ı Kehf ile de yakın bir bağı bulunmaktadır. Yani, “Atalaylar” ailesine de bir yakınlığının bulunduğunu bilmekteyim.
Son sözler olarak, Doğan ağabeyin gençlik yılları, askerliği, hapishane hayatı, Başkanlık devresi, Meclis üyeliği dönemi bir bir deşifre edilerek insanımızın bilgisine sunulmalıdır.
Bendeniz, maalesef 2023 yılında yoğun işlerim sebebiyle kendisiyle irtibat kuramadım, sohbetim olmamıştır.. İnşaallah, 2024 yılı içersin de Allah ömür verirse, kendisini ziyaret edeceğim, hal ve hatırını sorup sual edeceğimdir..
Kendisine Rabbimden, uzun ömürler diler, sağlık, afiyet içerisinde yaşamasını niyaz ederim. Selam ve dua ile..
*
Şerafettin Özdemir
