” Elbet onu kadir-kıymet gecesinde Biz indirmeye ( başlamışızdır) . Bilir misin o kadir-kıymet gecesinin mahiyeti nedir? O kadir-kıymet gecesi , bin aydan daha hayırlıdır. Melekler, vahiyle beraber o gece iner de inerler, Rablerinin izniyle, hayatın her alanına dair tarifsiz bir mutluluğun ( formüllerini getirirler); bu durum, fecr doğuncaya kadar sürer.” ( Kadir sûresi, âyetler, 1, 2, 3, 4, 5)
Yüce Rabbimize hamdolsun ki, bu yılda yine ” Kıymeti belli bir gecede” yani kıymetine yeter olmayan, bir ömre bedel, bereketli ve şerefli bir gece olan kadir gecesine kavuşmuş bulunuyoruz!.. Ellerimiz, Yüce Rabbimize açık, gönüllerimiz aşk ve kutlu bir sevda ile, iniltiler ve göz yaşları içerisinde Rabbimize aşkla ve şevkle yalvarıyor, intizar ediyor bilerek veya bilmeyerek işlemiş olduğumuz günahlardan affımızı istiyoruz!..
Kul olarak, ümmet olarak hatalarda bulunduk, nisyanlar işledik, bilerek veya bilmeyerek işlemiş olduğumuz günahlardan bağışlanmamızı diliyoruz!.. Çünkü, kendisinden başka bir kapı bilmiyoruz. kendisi ile aramıza hiç bir faniyi sokmuyor, onların aracılık yapmasını kabullenmiyoruz!..
Aziz Kur’an’ın inmeye başladığı bu gece Ramazan ayının tüm gecelerinde aradığımız için gönüllerimiz Kadir gecesinii aramakla geçmiştir!.. Onunu içindir ki, her geceyi Kadir Gecesi bilerek, her ana, her zamana, her gecen vakte fani varlığımızdan geçercesine odaklanmış bulunuyoruz!..
” Kadir gecesinin mahiyetini bilir misin?” Kur’an’da beyan buyurulan bu soruya muhatap olmak için bu kutsal geceyi değerlendirmeye, boşa geçirmemeye çalıştık.. Burada şu soruyu sormadan geçemiyorum: Aziz Peygamber’in, bu gecenin ayın bütün günlerinde aranmasını ima eder. B u gecenin haftanın günlerinin Pazartesi günleri neden nafile oruç tuttuğu ile ilgili bir soruya verdiği bir cevaptan öğreniyoruz. Zaten, Hazreti Peygamber’in mübarek hayatının dönüm noktası olan o gecenin hangi güne denk geldiğini bilmemesi düşünülemezdi.
Bin rakamı, çokluktan kinaye olmakla birlikte bir insan ömrüne denk gelmektedir. Veya tarihçilerin beyanına göre bin ay gibi bir zaman dilimi bir tarihi hem de meşhur bir tarihe denk gelmektedir. İslam tarihinde meşhur olmuş Emeviler devri ile eş değerdedir. Diğer taraftan bir insan ömrünü ortalama ve son nokta olarak hesap edecek olursak Kadir Gecesindeki maneviyat, sevap insan ömründen daha fazla sevap getirdiği müşahede edilmektedir.
Ömre bedel bir gecedir!..
Binaenaleyh, mü’min o kimsedir ki, Kadir gecesinin erdemini bilecek, o gece Kur’an konuşacak, Kur’an kokacak, karilerin ağzından dökülen kelimeleri hayatında yaşayacak, kendi nefsinde tatbik imkanı bulacak ve mutlu olacaktır. Kadir gecesi, o gün ay yılına ait bir gecedir. Öyle hissedecek ki, aziz Kur’an bana iniyor havası içerisinde gönülden coşacaktır.
Aziz Kur’an’la sabittir ki, Kadir gecesi Ramazan ayındadır. ” (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanlığa rehber olan , bu rehberliğin apaçık belgelerini taşıyan ve hakkı batıldan ayıran Kur’an işte bu ayda indirilmiştir.” ( Bakara sûresi âyet 185)
Ümmet olarak, millet olarak vahiy meleğini karşılamaya hazır olmalıyız.. Okumuş olduğumuz Kur’an ile, kıldığımız namazla, hakka iltica ettiğimiz dualarla, teşrifatçı melekler ile beraber bizlerde o kutlu kervana karışıp akleden kalp, hayat soluğumuz Kur’an olmalıdır. Vahiy indiği asırlarda kalmamalı, her zamanı, bütün zamanları kuşatmalıdır. Böylesi bir ortam taa kıyamete gününe kadar devam etmelidir.
Selam olsun bütün mü’minlere!..
İnşaallah!.. Kadir gecemiz genel bir affa mazhar olan bir gece olur niyazındayız.. Çünkü: ” Hakikatin fışkırdığı kaynağa dönünceye kadar sürer.” Bu söz iki anlamada gelebilir: 1- İnsanlığın içinde debelendiği cahiliyye gecesi Kur’an’ın ışığıyla son buluncaya kadar. 2- Gaybi hakikatleri örttüğü için bir geceye benzeyen bu dünya hayatı son bulup, gaybi hakikatlerin ” yakîn” olduğu âhiret şafağı atıncaya kadar.
Netice olarak;
Rabbimizden duamız , yapılan taatlerin, okunan Kur’an’ların kabulüdür. Bilhassa, millet olarak son zamanlarda zorlu, çetin bir sınavdan geçmekteyiz.. Bir kısım vandallar ; hayasızca, utanmadan, sıkılmadan camilere saldırmaya başladılar.. Dünkü zamanları aratmaz oldular, çünkü , dünkü zamanlarda Allah diyenler kodeslere atılıyor, dipçikleniyor, Allah denmesi yasaklanıyordu.
Onun içindir ki, böylesi bir kaotik ortamın son bulması için millet olarak, Müslümanlar olarak sulhu selamete ermemizdir. Müminler olarak bizim silahımız duamızdır.. Zalimlere karşı, vahşilere karşı yapılacak duadır, niyazımızdır. Bu güzel vatanın sokakları, caddeleri asude olmalıdır, sulh sükun içerisinde olmalıdır.
Rabbimizden niyazımız!.. Böylesi sefihlere karşı melek ordularını göndermesidir!.. Tıpkı Ebabil kuşlarını gönderdiği gibi, böylesi münkirleri helak ettiği gibi.. Çünkü, bu zümre inançsız, inanmayan güruhtur..
Son sözler olarak, aziz milletimizin, Kadir gecelerini tebrik ediyor, dua ve niyazlarının kabulünü yüce Allah’tan niyaz ediyorum!.. Gecemiz mübarek olsun!.. Eşiniz, arkadaşınız, yoldaşınız melekler olsun!.. Selam ve dua ile…
*
Şerafettin Özdemir
