

Merhum İmamoğlu’nun eski evinde yıkıntılar arasında bulunan 40 tane eser basında, yayında gündem olmuştur!.. Sayın Emine Erdoğan hanımefendinin bu mes’eleyi ele almasından, ilgilenmesinden dolayı tebrik ediyor, sair çalışmalarında muvaffakiyetler diliyorum.
Hamdü sena olsun ki, Afşin İlçesi tarihi ile, tarihi yapıtlarıyla, kitaplarıyla, beratlarıyla, tuğraları ile ve Kur’anî bir makam olan Ashab-ı Kehf’i ile tanınmış, meşhur olmuş bir şehrimizdir. Tabii iki, Afşin İlçesi ele geçmiş 40 eserle bilinen, tanınan bir yerleşim birimi değildir.
Ümit ederiz ki, Afşin İlçesinde bilinen, bilinmeyen tarihi eserler aranır, taranır bulunurda insanların istifadesine sunulmuş olur. Saklı kalanlar
arasında Ashab-ı Kehf tuğraları, beratları her ne kadar su yüzüne kısmen çıkmış olsa da, yeterli bir şekilde insanların hizmetine hali hazır sunulmamaktadır.
” Saklı kalanlar” eserlerini tamamlamak için, Afşin Haber Merkezi Müdürü sayın Halil Demir beyden de istifade edilmiş olunacaktır. Çünkü, bildiğim kadarıyla Afşin İlçesinin ” saklı kalan”larını yakinen bilmekte, takip etmektedir. Sağ olsun, var olsun!..
TRT’ye bir görev düşmektedir!.. Afşin İlçesinde uzun yıllarca görev yapmış aslen Türkistanlı olan Nasrullah Efendinin geride bıraktığı el yazmaları, tüm kitapları araştırılıp, temin edilerek milletin hizmetine sunula bilinir. Bendeniz, 1984 yılında Ankara Küçükesatta bulunan evinde zatiallerini ziyaret etmiştim.. Kütüphanesi karşısında irkilmiş, dilim tutulmuş ve heyecanlanmıştım.. .. Umarız ki, merhumun söz konusu kitapları araştırılarak, bulunarak milletin hizmetine sunulur.
Bir diğer ” saklı eserler” arasında Afşin İlçesi müftüsü, meşhur alim Hacı Durdu efendinin geride bırakmış olduğu eserleri, el yazmaları soruşturularak milletin hizmetine sunulmuş olur. Böylesi bir hizmetin yaşaması için torunu emekli Yazı İşleri Müdürü sayın Nadir Güneşli beyden yardım alınabilinir.
Yine bir değeri TRT’nin bilgisine sunmak istiyorum: Ashab-ı Kehf’e ait beratlar, tuğralar el’an emekli imam Hasan Polat hafızın uhdesindedir. Böylesi bilgilerden milletin yararlanması için, yurt genelinde Ashab-ı Kehf’i tanıma adına gündeme getirilmesi, tanıtılması sanırım en büyük hizmet olacaktır!.
‘
Bir Osmanlı hocası diyebileceğim merhum Hamza Hocaoğlu’nun kitapları sorula bilinir, oğlu emekli öğretmen Ahmet Hocaoğlu’ndan soruşturularak öğrenile bilinir. Tabii ki, bu bilgileri öne çıkarmam Afşin İlçesini tanımak,. Ashab-ı Kehf’i yakinen öne sürmek adına yapılmaktadır.
Yine bir meşhur alim olan Menzoğlu’nun eserleri her ne kadar varisleri tarafından basına bildirilmiş. kitaplaştırılmış olsa da, bunun yeterli olması mümkün değildir. “Saklı Kalar lar” ı tanımak adına böylesi bir alimin de eserleri ele alınırsa eminim ki, bir hayli faydalı olacaktır.
Yıllar önce idi.. Elbistan Müftülüğünde görevli bulunduğum sıralarda, sanırım Sadettin Erten isimli emekli Osmanlı ve Yeni Türkiye Cumhuriyeti emekli hakimlerinden uzun yıllar Halep’te görev yapmış merhumun bir kısım eserleri tarafıma hibe edilmişti. Maalesef, gençliğin vermiş olduğu geçici coşku ve heves sebebiyle kıymetini bilemeyip çar çur olmasına sebep olmam bu gün bile beni müzdarip etmektedir. Ancak kalanları da ” Saklı Kalanlar” listesine sunmak istiyorum.
Netice olarak;
” Saklı Kalanlar” mes’elesini ele alan sayın Emine Erdoğan hanım efendiyi bir kere daha kutluyorum. Çünkü, bir hayli mes’ele ile meşgul olurken, bu güzel hizmeti öne çıkarmış olmasından dolayı kendisine şükranlarımı sunuyorum.
Tabii ki, millet olarak bizim ” Saklı kalanlar” mes’elesi bir kültür işimiz, gücümüz ve en büyük uğraş alanımızdır. Bu hizmetle, tarihimiz, kültürümüz, el yazma eserlerimiz, toprak altı olmaktan kurtulacak, milletimizin istifadesine sunulmuş olacaktır.
Günümüz dünyasında bu çalışmalara şiddetle ihtiyacımız bulunmaktadır. Millet olarak kim bu işle iştiğal ediyorsa, tabii ki, kutlu ve hayri bir iş yapıyor demektir.. Meşgul olanları kutluyor, başarılar diliyorum.. Selam ve dua ile…
*
Şerafettin Özdemir