Bizler, şu kış günlerinde sıcacık yuvamızda,
Rabbimizin bizlere bahşettiği nimetleri, çoluk çocuğumuzla, sofralarımızda huzur içerisinde oturup yiyorsak,
Güzel Vatanımızın en ücra köşelerinde, en sarp dağlarından, en küçük mezralarına varıncaya kadar, Ay yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor, Ezanımız okunuyorsa,
Ülkemiz ve milletimize gelecek her türlü tehlikeden emin bir şekilde, göğsümüzü gere gere yürüyor ve sıcacık yuvamızda rahat bir şekilde uyuyorsak eğer,
Bunun tek sebebi;
Bu aziz milletin, fedakar,cefakar,canını vatanı karşılığında feda edebilen,
Vatan yoksa ;
Yaşamanın ne anlamı var,
Vatan yoksa;
Namus da yok, şeref de yok, inanç da yok, ibadette yok, vesaire…
Diyen, asla taviz vermeyen,
Bütün bu vatanseverliğin, güzelliklerin sebebi,
Evlatlarımız, göz bebeğimiz, güvenlik güçlerimiz sayesindedir.
Rabbim daima onları korusun kollasın inşallah.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet,
Şehit ailelerine sabırlar,
Gazilerimize de acil şifalar diliyorum.
….
Birkaç gündür haberlere bakıyorum, analizleri dinliyorum, BOĞAZİÇİNDEKİ olayların nasıl geliştiğini gözlemliyorum,
Öyle ahlaksız, şerefsiz, haince planlara ve planlayanlara şahit oluyorum ki, aklıma sığmıyor, Çünkü;
Bütün olanların, okulla öğrenciyle alakası yok, tek amaçları kargaşa ve ülkede huzurun bozulması.
Hani diyorlar yaban köpekleri ya!
“Mesele Boğaziçi değil, sen hala anlamadın mı”,
Diğer bir düşünce yoksunu ise;
Boğaziçi gösterilerinde polislere saldıran, ‘katil polis’ sloganları atan, yollara barikat kuran, ülkeyi maddi zarara sokan, polise yardımcı olan esnafı hedef gösterenleri,
“Ne yaptılar Allah aşkına? Cam çerçeve mi kırdılar.
Bir yeri mi tahrip ettiler. Bu çocuklara ben memleketimizin evlatları dedim” diyerek savunmuyor mu ya, kahroluyorum.
Çıldırmamak elde değil!
Bu durumları görünce, elimden bir şey gelmeyince, oturup hıncımdan hüngür hüngür ağlayasım geliyor.
Amma ve lakin!
Gönlümden geçenler çok başka!
O güvenlik güçlerimiz karşısında;
Havlayan, hakaret yağdıran, paçalarına sarılan, vurmaya çalışan, araçlarını tekmeleyen, alçaklığın ve çapulculuğun tüm maharetlerini sergileyen,
Öğrencilikle alakası olmayan,
İsmini bile telaffuz etmekte zorlandığım ne kadar terörist gurup varsa,
Vatan ve millet sevdasından mahrum, hainlikten vazgeçmeyen, yegane amacı fitne ve fesatçılık olan,
Ülke yönetimine değil, karıştırıcılığa, hinliğe, bölünmeye odaklanan, hain dış güçlerin maşası olan,
Her ahlaksız fırsatı ganimet bilen,
Amacı pire değil, yorgan yakmak olan, şerefsiz siyaseti düstur edinen,
Her daim ve her fırsatta, teröristlerin yanında yer alan,
Bir defa bile, bu vatan ve milletin yanında yer almayan,
Adeta yaban köpeklerinin ceylan sürüsüne saldırdığı gibi,
Fütursuzca, ahlaksızca, haince güvenlik güçlerimize saldıran,
Millet malı araçlarımızı tekmeleyen, polise yardım eden esnafı hedef alan, bu yaban köpeklerini, onlara destek veren şahsiyet ve şeref yoksunlarını,
Sözüm ona siyasetçi, gazeteci, öğretim görevlisi görünümündeki terörist destekleyicilerini, insan müsveddelerini,
Protez beyinli, vatansız mahlukları,
Bir kaşık suda,
Vallahi sadece bir kaşık suda, boğmak geçiyor içimden.
Hepsinden acısı da!
Elimden yazmaktan başka bir şey gelmiyor.
Hıncımı, içimden geçenlerin, sadece bir kısmını yazmaktan alıyorum.
Ey yaban köpekleri!
Ey yaban köpeklerinin sahipleri!
Ey yaban köpeklerinin besleyicileri!
Ey yaban köpeklerinin kuyruğuna yapışıp, nereye gittiğini göremeyen vatansızlar!
Ey amacı devlet yönetmek olmayan, protez beyinli sözüm onlara siyasetçi bozuntuları!
Şunu bilin ve o beyinsiz kafanızın içine sokun ki!
Bin yıllık bir tarihe, adını altın harflerle yazdıran,
Bin yıldır, devlet yoksa hiçbir şey yoktur,
Bayrak inerse, ezan dinerse, yaşamanın ne anlamı var diyen,
Kayı boyundan Malazgirt’e, Söğütten İstanbul’a, Kurtuluş savaşıyla Ankara’ya kadar, canı pahasına vatanı için çaba gösteren ecdadın, her neferi birer asker olan,
“Can düşse de sancak düşmez,
Yaşadıkça bu millet, ezan dinmez “,
“Ölürsem şehit, kalırsam gazi ”diyen,
Canını vatanı karşılığında seve seve veren bu aziz millet,
Vatana millete hizmeti, hakka hizmet bilen,
“Ölürsem kefenim giydiğim elbisedir” diyebilen,
Vatanperver yöneticilerimiz bulunduğu sürece,
Bizim ve güvenlik güçlerimizin karşısında, değil yaban köpekleri, doğanın bütün yırtıcıları, onların kuyruğuna tutunan bütün finolar,
Terörün bütün taraftarları,
Ne bu vatandan bir uç nokta, bir karış toprak,
Nede bu aziz milletimize, en ufak bir zarar veremiyeceksiniz.
15 temmuz, bizim Türk milleti olarak,
Hainlere ve hainliklerine karşı, profesyonelliğe geçtiğimizi göstermiştir.
Bu ülkemizde, asla ve asla, bir daha gezi denemelerine fırsat vermeyeceğimizi,
Ne uyuyan su, ne de uyumayan düşmana, pusu kurdurmayacağız.
Beşikteki yavrumuz bile, içinize sesiyle bir korku salacaktır.
Bu millet bir nidayla, yediden yetmişe, hainlikler karşısında, sokaklarda güvenlik güçleriyle omuz omuza mücadeleye hazırdır, buda böyle biline.
Yaşasın hainler ve zalimler için cehennem.
Vesselam…
*
Zihni ERTUĞRUL
(Bu can bu vatana defadır)
