Meczubun biri bir gün, çarşıya çıkmış.
Ramazan Bayramı’ndan birkaç gün evvel, çarşının yolunu tutmuş.
Mevzu bir üst baş, hani bayramlık giyecek.
Bir giyecek şey lazım da, acaba esnaftan birisi bir hayır yapar mı?
Diye çarşıya girmiş.
Böyle içinde bir umut var.
Gitmiş Bir dükkanın kapısından içeri girmiş,
“selamünaleyküm abi”
Bakmış adam, hayrola demiş!
Abi Yani Bayram geliyor, ben de kıyafet falan ya demiş.
Geçen bayramda biz verdik ulan demiş,
Bu Bayram da başkası versin, hadi bakayım.
Tamam abi çıkmış dışarı.
Canı sıkılmış biraz, bak şu dükkana gireyim demiş.
Dükkana gitmiş!
“ selamünaleyküm abi”
Aleykümselam oğlum. Abi bayram geliyor da derken;
İş yok güç yok,
Şimdi seninle ilgilenecek vaktim de yok, hadi hadi başka kapıya.
Bu durum bu şekliyle birkaç dükkan daha devam etmiş.
Kimileri de ALLAH VERSİN demiş.
Sanki kendisine veren ALLAH değil.
Neyse bizim MECZUP,
Yine başka bir dükkana girmiş.
Dükkanda bir yaşlı hacı amca!
“ selamünaleyküm amca”.
“ aleykümselam evladım” demiş hacı amca.
Buyurun evladım!
Abi benim bayram geliyor, kıyafet üstüm başım !
Şey yani!…
Bakmış hacı;
“ Meczubun beti benzi kül gibi sıkıntı var.”
Gel gel otur, kolay karnın aç mı demiş.
Çırağa seslenmiş!
Oğlum oradan iki Tandır söyleyin, bir buçuk olsun.
Meczubun gözleri fal taşı gibi açılmış.
Efendim ben aslında şey için gelmiştim falan.
Yemişler.
Oğlum iki de sade kahve,
İçmişler.
Olum iki de saç arası söyleyin (Konya’da meşhur tatlı) bakayım, onları da afiyetle yemişler.
Meczup ben size, şey için gelmiştim.
Buyur bakalım.
Abi bayram ya!
Ben bir kıyafet, bir şey bakacağım.
Hacı amca, buyur bakalım seç demiş.
En kaliteli bölümü gösterip!
Abi buradan mı seçeceğim? Demiş!
O buradan başka nereden seçeceksin demiş.
….
Şimdi bir ara verelim
!!!…
Genelde bizde, esnafın en güzel takdiri şudur.
Gidersiniz cebinizde para, şık kıyafet falan taşıyorsanız,
içeri girdiğiniz de, en güzel yere buyur edilirsiniz, en iyi kıyafetler size gösterilir, en güzel mobilyaların arasında dolaştırılırsınız,.
Ama böyle kapıdan girdiğiniz de elinizde tahsilat makbuzu,
Veya pejmürde kıyafet,
“abi selamünaleyküm biz bir, işte öğrenci evi için gelmiştik, eşya öğrencilere kıyafet bakıyoruz, çocuklara da bir hayır bir şey yapabilir mimisiniz? “
Abi falan öyle deyince!
Şöyle yaparlar!…
Oğlum!
Nerede bizim iadeler, defolular.
Genelde bizde bu durum.
Ama,
bu durumda olmayan da çoktur.
Hakkını yememek lazım.
Nice esnafımız yüzünden fakir fukaranın, okulların, Kur’an kurslarının ihtiyacı karşılanıyor.
….
Şimdi tekrar konumuza dönelim.
Meczup seçmiş bir giyimlik kıyafeti gelmiş.
Böyle mahcup!
Hacı bakmış olmamış demiş.
Hacı abi anlamadım niye olmuyormuş.
Yavrum Bayram 3 gün, ha sen bunu giydin üstüne bir şey döktün, öbür gün ne giyeceksin?
Daha seç bakayım!
Bir kat daha değişik bir renk falan bir şeyler almış gelmiş!
Hacım tamam demiş.
Hacı abi!
Ne oldu mu ya şimdi?
Demiş.
Dur bakayım, cebinden biraz da para çıkartıp, kimseye göstermeden cebine koymuş, buda bayram harçlığı demiş.
Meczup sevinmiş, o kadar gönülden bakmış Hacıya!
Hacım demiş, “ya Allah senden razı olsun.”
Hacı abi de cümlemizden evladım demiş.
Meczup dayanamamış:
Cümlesinin ….. 🙃🤭
!!!…
Allah senden, senden razı olsun, demiş.
“Allah cümlemizi, cümlesinden olmaktan esirgesin.
İşte o bir kişi var ya!
İşte o;
Allah razı olsun der, “Allah razı oluverir”.
Dünyada da, ahirette de, mevzu tamam olur.
“O Allah razı olsun kıymetlidir”
Cümlesinden değil de,
Birisinden olabilene,
EYVALLAH!!!…
İncinen varsa ibret alıp kendine ayar versin.
Alıntıdır.
*
Zihni Ertuğrul