Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Değerler Akademisi’nde konuşan Prof. Dr. Kamil Orhan, “İş ve aile dengesini kuran kişiler hem başarılı hem de mutlu oluyor” dedi.
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen Değerler Akademisi konferansları devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin Instagram hesabından canlı yayınlanan, Dr. Mehmet Yılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı programın konuğu Prof. Dr. Kamil Orhan oldu. Gerçekleştirilen canlı yayında Prof. Dr. Orhan homeoffice uygulaması, aile ve iş hayatındaki dengenin başarıya katkısı ve yoğun iş hayatının aile yaşamına etkisi gibi pek çok konuya değindi.
Aile ve İş Hayatında Dengeyi Kurmak
Düzenlenen etkinlik için Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Kamil Orhan, “Her insanın iş ve iş dışı sorumluluklar var. Aslında iş ve aile dengesinin bozulmasının asıl sebebi iş ve iş dışı sorumlulukları birbirine girmesi. İş ve aile arasındaki dengenin bozulması ciddi sosyal problemlere neden oluyor. Bu domino taşları gibi birbirini tetikleyen bir süreçtir. Yapılan araştırmalara göre iş ve aile dengesini kuran kişilerin iş tatmini yüksek oluyor hem de aile yaşantısı düzgün oluyor. Dolayısıyla genel mutluluk hali yüksek oluyor. Aile ve iş hayatındaki dengeyi korumanın farklı yolları bulunuyor. Bazıları iki tarafı da minimum ilgi göstererek bu dengeyi kurmaya çalışıyor bu sağlıksız bir denge kurma yolu, diğer denge kurma yolu ise her iki tarafa da maksimum ilgi göstermek yine bu da çok sağlıklı olmayan bir denge kurma yolu” ifadelerini kullandı.
Herkes Birbiriyle Etkileşime Girmeli
Orhan konuşmasına, “Aileyle çok zaman geçirmekten ziyade daha verimli zaman geçirmek önemlidir. Burada kastettiğimiz şey aile ile beraber oturup sohbet etmeden saatlerce dizi izlemektense aile bireyleri ile sohbet ederek az vakit dahi olsa kaliteli vakit geçirmek gerekir. Zamanın kaliteli geçip geçmediğini anlamak için akış hissine bakabiliriz. Akış hissi içindeyseniz yani zamanın nasıl geçtiğini dahi anlamıyorsanız kaliteli zaman geçiriyorsunuz demektir. Burada esas mesele sadece kişinin değil karşısındakilerin de kaliteli zaman geçirmeyi istemesi gerekiyor. Yani sadece ben kaliteli zaman geçirirsem bu ailemin de kaliteli zaman geçirdiğini göstermiyor. Karşı tarafında kaliteli zaman geçirmeyi ve sohbet etmeyi istemesi gerekiyor. Tüm aile bireylerinin iş ve aile arasındaki dengede geçirgen olduğunu düşünmesi lazım ki herkes birbiri ile etkileşime girebilirsin” diye devam etti.
Bireyselci Kültür ve Toplumcu Kültür Farkı
Orhan toplumsal yapıyla ilgili, “Öncelikle şuna bakmamız gerekiyor biz bireyselci bir kültür müyüz yoksa toplumcu bir kültür müyüz? İnsanlar öncelikle birey olarak kendinin ve en fazla çekirdek ailesinin kâr ve çıkarını maksimize etmek için diğer her şeyi feda edebiliyorsa o insanlarda oluşan topluma biz bireyselci kültür diyoruz. Ya da tam tersine bireyler toplumun geneli için bireysel çıkarlarından fedakârlık edebiliyorsa buna da toplumcu kültür diyoruz. Batı ülkelerindeki toplumlara baktığımızda net olarak onların bireyselci bir toplum olduğunu söyleyebiliyoruz, doğudaki ülkelere baktığımızda tam olarak toplumcu bir kültürün hâkim olduğunu söyleyebiliyoruz. Ancak Türkiye böyle bir ülke değil. Türkiye’de iki ayrı kutuptan olan insanlar birlikte yaşıyorlar. Yani bir kesime bireyselci bir kültüre sahipken diğer bir kesimi toplumcu bir kültüre sahip. Durum böyle olunca net olarak Türkiye bireysel kültüre sahiptir veya toplumcu bir kültüre sahiptir diyemiyoruz” dedi.