Mert bilinen insanlar zulme selâm durdular,
Harâmî sofrasına dâvetsiz oturdular.
İstikrar dedikleri ikbâl bahçelerinin,
İlkesiz vâdisine mâlikâne kurdular.
Üç günlük makam için îtibar yitirenler,
Zâlimi destekleyip, mazlumu susturdular.
Gönlü deryâ olanlar damlaya râm olur mu?
Tutsak olup nefsine aşkı unutturdular.
Ağyâr atına binen haramzâdeler gibi,
Hakk’a gitmek isteyen kervanı durdurdular.
Ne düşler gölgelendi karanlık mahfillerde,
Kula kulluk edenler bize kan kusturdular.
Işıktan şal dokurken gecenin siyâhına,
İlk gençlik yıllarında ne kadar vakurdular.
Gönüllerde yeşeren umutları yok edip,
Bir büyük mefkûrenin külünü savurdular.
Saçımdaki her beyaz bu sevdânın âhıdır,
Yorgun hayâllerimi elemle doldurdular.
Hicrâna, hüzne dâir ne söylense az gelir,
Ateş’i söndürürken kalpleri kavurdular.
Bu dumansız yangının tarifsizdir acısı
Katmer gül olacaktı, goncayken soldurdular.
Ve öksüz bestelerin hüzzam faslı sürerken,
Yürekteki ülküyü yüreğinden vurdular.
*
Dr. Mehmet GÜNEŞ