Afşin’in en belirgin simalarından biriydi. Belki çok mektepli değildi ama nice mekteplilerin hayranlıkla dinlediği bir birikimi vardı. Hayat mektebini adeta yalayıp yutmuştu. Zengin bir kütüphanesi vardı. İlgi alanına giren yeni kitapları edinip okumaya çalışırdı. Etkili hitabeti, güçlü ikna kaabiliyeti vardı. Her yaştan, her dünyadan insanların fikir danıştığı, dargınların arasını bulmak için başvurduğu bir kişiydi.
Siyasî bir kimlikti. Çocuk denilecek bir yaştan itibaren milli görüş hareketinin bölgede önemli isimlerindendi. Bir dönem il genel meclisi daimi encümenliği de yaptı. Bu süreçte bölgesine ve insanlarına faydalı olmaya çalıştı. Belki siyasette çok öne çıkmıyordu ama bölge ve Ankara onun potansiyelini biliyor ve de istifade etmeye çalışıyordu. Öyle zannediyorum ki bölge siyaseti de depremden büyük bir yara aldı. Tabi siyasi bir kimlik olunca rakipleri, sevmeyenleri de olacaktı.
Asil bir karektere sahipti. İçinden geçtiği zor zamanların, dışarıya aksettirmeden üstesinden gelmeye çalışırdı.
Çocukluğumuz birlikte geçmiş, sonraki yıllarda da sık sık bir araya gelir, telefonla görüşmeler yapar, istişareler ederdik.
İlk depremde herkes gibi o da dışarıya çıkmış, saat beş gibi bir paylaşım da bulunmuş, rahatsızlığı nedeniyle aşırı soğuktan etkilenmemek için binaya girmek zorunda kalmıştı. Nereden bilebilirlerdi ki, Elbistan da 7.6’lık bir zelzele olacak ve bina üstlerine çökecekti. Annesi, bacısı ve iki genç yeğeniyle göçüvermişti asıl yurduna. İlk haber aldığımda kahrolmuştum.
Ancak ilk depremde hanımın ablası ve bacanağım Cengiz hocam da göçük altında kaldıkları Antakya’ya gittiğimiz için memlekete hemen gidemedim. İkinci günü akşamı onların enkazdan kurtarılmış olmaları tesellimiz oldu.
Memlekete dördüncü gün gidebildim. Enkazı görünce iyice kahroldum. Dakikalarca orada öylece kalakaldım. Enkazın arasından elinin dokunduğu bir şiir kitabını yanıma alarak Çobanbeyli’deki mezarlarını ziyarete gittim. Beş adet yeni mezarı yanyana uzanmış görünce tarifsiz bir acı yaşadım. Cümlesine rahmet ve mağfiret diledim.
Çocuklarına, eşi amcamın kızına, çok sevdiği minik torununa, amcama, kardeşlerine, yakınlarına ve tüm dostlarına sabr-ı cemil ve başsağlığı dilerim.
Bu vesileyle bölgede vefat bütün kardeşlerimize rahmet ve mağfiret dilerim. Milletimizin başı sağolsun.
*
Ramazan Tahiroğlu